19 Nisan 2012 Perşembe

BAŞKA GELEN



Bazı pencerelerin önünde yem olur,kuşlar gelir yer ve gider, hangi kuş olursa..izlersin ...
Sadece sevgiden ve onlara merhametten yem koyarsın ..
Pencerenin önü kirlenecek veya bahçeye dökülüyor,yol pisleniyor düşünmezsin..
Hayatındaki insanlar da böyle..sadece sevgiden ve merhametten açarsın kalbinin penceresini,
Gelirler, senden alırlar,giderler..gideceklerini bilirsin, üzülmezsin....vermekten için acısa da ,kalmalarını istesen de ağlamazsın....bilirsin ki hep pencereler açık, yeniden başka gelen olacak...

30 Mart 2012 Cuma

BAHAR












Gelip geçerken gördüğüm

o bahar dalından

bir pembe çiçek yedim bugün..

işte tüm olanlar,ondan sonra ...

içimden bahar fışkırdı,

hayat fışkırdı,

neşelendim..

canlandım..

tüm olanlar

ondan sonra...


22.3.2012

PELİNE ŞİİR

Pelin serinliği sever,
hafiflik sever..
yüzüne çarpan rüzgara bayılır..
Pelin,yük sevmez
ağırlıktan hoşlanmaz
sadece öyle çıkıp gitmeyi ister
Pelinin tadı bozulur bazen..
adı gibi acımsı ot olur,
hiçbirşeyden memnun olmaz
herşeyi mükemmel ister
kafasında sabitlemiştir,
esneyemez,
olduğu gibi karşılayamaz..
beklentisi onu üzer..
Pelin şarkıyı sever,
müzik yapmayı
melek sesiyle melodiler
daha da güzelleşir
Pelin, kaybetmekten korkar
beni ,kara bir kuşun
öldürüp gittiği rüyalar görür,
ağlar...
Pelin,bebek Pelin
parmak emmeyi sever
içindeki yalnızlıkla bütün olduğu
Pelin ,gülmeyi sever,
oynamayı,
eğlenmeyi
çocuk olmayı sever..
içinde geniş vakitlere özlem vardır
Pelin ,pamuk gibidir
yumuşak
hafif
saf ve güzel...

18.03.2012

12 Şubat 2011 Cumartesi


Bu gece zaman ,
Kumda yan yan giden yengecin
ayaklarından daha hızlı..
bu gece zihnim
sabah uyanmış gibi taptaze
ve binlerce vizyon var gözümün önünde
bu gece
daha önce aklıma gelmeyen
pek çok şey geliyor
ve “içindeki sabotajcıyı yok etmelisin” diyor bir ses
Anne yarım üzülüp, şefkat duyuyor
Acıtacak canımı diyor bu parçanın kopuşu
Çocuk yarım hala saf bu gece
İzlemeye devam ediyor olanları
Akışa bırak diyor
Bu gece,
Aslında yok gecelerden biri daha
Bir sürü zamanlar arasında sıkışmış gibi
Sanki bir adım ötesinden
Başka başka anlar yokmuş gibi
Bu gece rüyam,
Ulu bir ağacın güçlü kollarından salınan
Salıncağa binmek ve
Sonra bir hız havalanmak havalanmak..
Yükselmek yükselmek
Bu gece rüyam,
Beni uçuruyor
Daha çok nefes alabiliyorum
Göğe yükseldikçe heyecandan
Kalbim,soluk alışım hızlanıyor
Aşağıda en sevdiklerimi görüyorum
Bu gece,
Hala gece
Zamanlar içindeki rüyalarla
Uzadıkça uzuyor
Aydınlığa büyüyor
Ve hala içimde bir şey
Gizli duruyor

AH DA NEYMİŞ BU MANDALİNA


Mandalinayı aldım,kokladım ve ilk defa görüyormuşçasına önce seyrettim.Onu yetiştirmek için emek veren çiftçiyi, bulunduğu kara topraklı tarlayı, o tarladan mandalinayı toplayıp, belki de 20TL kazanmak için çalışan gündelikçi gencecik kızların,oğlanların ellerini düşündüm ki-o elllerden biri ölmüş de olabilir bu uğurda..
Sonra bana ulaşmak için geldiği yüzlerce kmde direksiyon sallayan şöförü,yaşam kaygısını ve tüm bu emeğin hakkını verecek kadar onurlandırarak yiyebilmeyi istedim onu.
Yavaşça kabuklarını soydum,içinden bir taneyi alıp elime, koklayıp ağzıma götürdüm.İlk ısırıkta içindeki yüzlerce kesecikte,kararında bir tadla duran öz ağzımı dolduruverdi.
Dilim bayram etti, sanki o tek dilimle ben tüm mandalina bahçesindeki mandalinaları yedim..
O tad öyleydi ki,bana gerek olan hayat suyu da içindeydi..
Büyük bir hazla ve gülümseyip,bana verilen bu lütüfa bir kez daha şükrederek yutkundum...
Ağaçları selamladım..
Çekirdeğiyle, o tatlı özle ve o güzel renkle ben sanki mandalina olmuştum..

19 Ağustos 2010 Perşembe

SOLUKSUZ


soluksuzssun,
sanki yüzyüzesin
ve kalbin atmıyormuş gibi
en derinden bir ürperti
ve yüreğini sızlatan tanıdık bir duygu
sarmış her yanını
sanki, yeryüzünde tek o varmış
sanki sadece onu görüyormuş gibi
çalkantısız bir mavilikte
huzurla yol alan yelkenlinin
süzülüşü gibi salınıyor bedenin
bu hafiflik
bu derinlik
bu sarhoşluk
birbirine mühürlenecek iki varlık,
birbirinin içinde erirmişçesine
soluksuz bırakan
bir kenetlenme
sanki hep o beklediğinle yüzyüzesin
ve kalbin durmuş gibi
en derinden,eşruhunla yeniden doğuyorsun..

3.8.2010

25 Mart 2010 Perşembe

HİKAYE


Bir başakla, bir akrebin hikayesi bu...
bir prensesle, şövalyenin
bir platonikle,uslanmaz bir aşk avcısının
bir romantikle,bir maceracının
uslu genç kızla, haylaz erkeğin
saf bir kalple, bir kalpsizin hikayesi aynı zamanda...
içiçe geçen zamanlar, hatta belki önceki yaşamlar ve paralel zamanlar ve dejavu lar, özlemler, iç çekişler,buluşmalar, konuşmalar,senaryolar,saklambaç gibi oyunlar...

Aslında çok da karmaşık olmayan, basit ama yaşandığı zamanda basitliği anlaşılmayan, zihinsel bir oyunun hikayesi ve hikaye çoktan bitti...

Beklemeyin devamını heyacanla..

Birinin zihninde, sonra kalbinde ve hem de tam istediği şekilde mutlu sonla bitmedi ama,sadece birinin zihninde ,sonra kalbinde olduğu ve hiç karşılık bulamadığı için hikaye çoktan bitti....