Bakmadığımda ve sadece bildiğimde, binlerce olasılık dalgasının hangibirinin ne getireceğini ve baktığımda, ben neyi görmek istiyorsam onu göreceğimi bilebilmek çok hoş..Kendi yaratımım bana sunuyor bir sonraki herşeyi ve aslında biz ,herbirimiz gördüğümüz gerçekliği etkiliyoruz.
O kadar fazlayız ki ,herbirimiz içiçe, birbirimize ne yapıp ne yapmadığımızı safça bilmeden neler verip,neler alıyoruz ve hep birbirimizi suçluyoruz sonunda da olmayanlar için..
Şekillere, kurallara, zamana,mekana, geleneklere yapışıp kalmış, karmakarışık zavallı, yorgun zihinlerimiz, ve düşüncelerden delirmek üzere olan beyinlerimiz bize yeterince hizmet edemiyor.Azıcık bir silkelense ve kendine gelse insan ,sıyrılsa bu sakatlıklardan, heryana yayılacak aslında içimizdeki öz ve güzelliklerler.
Binlerce olasılık dalgalarıyla bu engin sevgi denizinde, ne de hoş ve hafif yaşayabileceğimizi ve zaten hep olduğumuz bu sevgi denizinde boğulmak bile içten değilken, başka olasılıklar ve dışardan sevgiler,hoşluklar aradığımızı bir görebilsek...
Ne yaratıyorsan düşüncenle, onu yaşıyorsun ve sen -ey benim aslında birbirimize dolanık olduğumuzu bilmeden yaşayan diğer parçalarımdan biri, birgün tüm bunlardan öyle bıkacak,öyle yorulacak ve öyle dibe vuracaksın ki, için yandığında,nefessiz kaldığında çıkmak isteyeceksin yüzeye...
Biz, bazı parçalar, bazen hepimiz için iyileştirmeye çalışsak kendimizi ve sevgi denizimizde yüzüyor olduğumuzun ayırdına varsak da, o kadar fazlayız ki, her zihni etkileyecek eski gücümüze henüz ulaşamadık..
Bu karmaşanın içinde, dümdüz bir zamanda, hevesle,sevgiyle,safça uğraşıyoruz....
İnancımız ve umudumuz bu yönde..
Hepimiz biriz ve birbirimizin içindeyiz.
Tekrar hayata ve sana teşekkürler...
“I am sorry,
Please forgive me,
I love you,
Thank You....”
O kadar fazlayız ki ,herbirimiz içiçe, birbirimize ne yapıp ne yapmadığımızı safça bilmeden neler verip,neler alıyoruz ve hep birbirimizi suçluyoruz sonunda da olmayanlar için..
Şekillere, kurallara, zamana,mekana, geleneklere yapışıp kalmış, karmakarışık zavallı, yorgun zihinlerimiz, ve düşüncelerden delirmek üzere olan beyinlerimiz bize yeterince hizmet edemiyor.Azıcık bir silkelense ve kendine gelse insan ,sıyrılsa bu sakatlıklardan, heryana yayılacak aslında içimizdeki öz ve güzelliklerler.
Binlerce olasılık dalgalarıyla bu engin sevgi denizinde, ne de hoş ve hafif yaşayabileceğimizi ve zaten hep olduğumuz bu sevgi denizinde boğulmak bile içten değilken, başka olasılıklar ve dışardan sevgiler,hoşluklar aradığımızı bir görebilsek...
Ne yaratıyorsan düşüncenle, onu yaşıyorsun ve sen -ey benim aslında birbirimize dolanık olduğumuzu bilmeden yaşayan diğer parçalarımdan biri, birgün tüm bunlardan öyle bıkacak,öyle yorulacak ve öyle dibe vuracaksın ki, için yandığında,nefessiz kaldığında çıkmak isteyeceksin yüzeye...
Biz, bazı parçalar, bazen hepimiz için iyileştirmeye çalışsak kendimizi ve sevgi denizimizde yüzüyor olduğumuzun ayırdına varsak da, o kadar fazlayız ki, her zihni etkileyecek eski gücümüze henüz ulaşamadık..
Bu karmaşanın içinde, dümdüz bir zamanda, hevesle,sevgiyle,safça uğraşıyoruz....
İnancımız ve umudumuz bu yönde..
Hepimiz biriz ve birbirimizin içindeyiz.
Tekrar hayata ve sana teşekkürler...
“I am sorry,
Please forgive me,
I love you,
Thank You....”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder