12 Ocak 2009 Pazartesi

MAVİ TÜNEL


Kimbilir kaçıncı kez
Kurtarıyorum seni düşlerimde
yine çıkmaz sokak gibi,
Son noktaya geldiğin yerlerden.
Sonra, mavi bir zaman tünelinin içinde...
Yüzyüze iki ayrı kanaldan,
Akıyoruz hızla aşağılara..
Akıp giderken toprağa,
Fiziksel olan herşey eriyor.
Bedenlerimiz ve yüzlerimiz,
Sınırlarımız, hızla yok oluyor..
Birbirinin içine giriyor..
Artık tek bir yüz,
Nefes ve vücut gibiyiz
Sonsuzluk gibi bir anda,
Durmadan akıyoruz birbirimize
Şimdi bir başka yer ve zamanda
Kıpkırmızı saçlarım
Bembeyaz elbisem ve
Çok güzel bir yüzle
Bakıyorum sana
Çanlar çalınıyor İkimiz için..
“O yere gitmeliyim”
Diyorum içimden
“Hazırım” ve “gitmeliyim”
Elimde eski, ahşap bir valiz
İçinde biriktirdiğim,
Kimbilir neler neler..
Yanımda taşıyorum.
Bırakmak istediğim pek çok yükle dolu oysa ki!
İçimse hafif
Ve önemsiz o kalabalık eşliğinde
Yürüyorum,
Çan sesine doğru
Başka bir şehre mi?
Başka bir zamana mı yine ?
Hiç önemli değil
“kadınımsın” dedin
Beni çağırdın ya
Bilmediğim bir silüetle daha
O yüzden geliyorum,
Kırmızı saçlarım ve
Beyaz elbisemle...

Hiç yorum yok: