Ulu ağaçlarla dolu
Yemyeşil,
Sanki zümrüt yeşili
Güzelim bir ormanda,
Alacakaranlıktayım.
Yolda kaldım.
Engebeli bir yol ama ,
Aşılmaz değil
Ayaklarım yere basıyor ve
Gözlerim ileriyi görmüyor
Göğe bakıyorum, henüz heryer karanlık
Nasıl çıkacağım buradan?
Hiç aydınlık olmayacak sanki!
Birden sesimi duyan başka bir ses;
“yüksel” diyor
“Yukarı bak ve uç!”
Uçuyorum...
Yukarı, daha yukarı
Yanımda beni seven yaşlılardan biri var
Ulu ağaçların tepesinde
Nezaketle
Ve tüy gibi hafif ayaklarımızı basarak
Gökte yürüyoruz
Bir ağacın tepesinden ,
Bir diğerine
Çocuklar gibi sekerek ilerliyoruz
Hava aydınlanıyor hafiften..
Bu yükseklik korkutucu değil
Ve uçma hissi ne güzel!
İçim titriyor
Kanatlarım vardı da görünmez,
Niye kullanmadım ki şimdiye dek
Ve uçmayı akıl edemedim ki ben
Tanıdık yaşlı,
Bana eşlik etmeyi bıraktı şimdi..
“İstediğin yere git ve in” dedi
Denizi gördüm
Sen gibi geldi bana,
Canım deniz çekti..
Şimdi oradayım..
Yemyeşil,
Sanki zümrüt yeşili
Güzelim bir ormanda,
Alacakaranlıktayım.
Yolda kaldım.
Engebeli bir yol ama ,
Aşılmaz değil
Ayaklarım yere basıyor ve
Gözlerim ileriyi görmüyor
Göğe bakıyorum, henüz heryer karanlık
Nasıl çıkacağım buradan?
Hiç aydınlık olmayacak sanki!
Birden sesimi duyan başka bir ses;
“yüksel” diyor
“Yukarı bak ve uç!”
Uçuyorum...
Yukarı, daha yukarı
Yanımda beni seven yaşlılardan biri var
Ulu ağaçların tepesinde
Nezaketle
Ve tüy gibi hafif ayaklarımızı basarak
Gökte yürüyoruz
Bir ağacın tepesinden ,
Bir diğerine
Çocuklar gibi sekerek ilerliyoruz
Hava aydınlanıyor hafiften..
Bu yükseklik korkutucu değil
Ve uçma hissi ne güzel!
İçim titriyor
Kanatlarım vardı da görünmez,
Niye kullanmadım ki şimdiye dek
Ve uçmayı akıl edemedim ki ben
Tanıdık yaşlı,
Bana eşlik etmeyi bıraktı şimdi..
“İstediğin yere git ve in” dedi
Denizi gördüm
Sen gibi geldi bana,
Canım deniz çekti..
Şimdi oradayım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder